Sen, anlamsız cümlelerimi sonuca bağlayan bir gizli özne. Ve sen!!! Bulduğuma dahi sevinemediğim arayışım. Sen, bitti dediğim her şeyin başlangıcı olan. Yaralarıma çare, umutsuzluğuma umut… Ey sen, kaybettiğimi sandığım beni bulduran.
Korkularımın en büyüğüydü ya seni kaybetmek; En büyük korkumla yüzleştim sayende. Şimdi artık olmadığını söylüyorsun, oysa ben hala senin olmadığın bir hayata alıştıramadım kendimi. Gördüğüm en güzel rüyanın tam orta yerinde, yine sen bölmeye çalışma rüyalarımı. Bırak nefes alayım, bırak göğsümü yırtarcasına çarpsın kalbim. Doğan her günün sabahında, içimde gözlerine bakabilme umudumu alma elimden. Maviliklerimi susuz, baharlarımı çiçeksiz bırakma… Sensiz geçen zamanın geri gelmeyeceği gerçeğini kabul etmek ne kadar zor bir bilsen. Kaç gece tükettik yalnızlığımızda kaç?!!! Aldığımız her nefes geriye kalandan bir eksiltmekte sürekli. Ne kadar kaldı geriye biliyor muyuz? Birlikte bir yaşam hakkımız varken, yalnız ölümlere terk etmek neden bu bedenleri. Boğuyorum içimde sensiz aldığım her nefesi, ne hayatın bir tadı kaldı ne de bende yaşam hevesi… Bilirdim ki aşk acıyı sever, ama tarifini bilmezdim eskiden o acının! Şimdiyse acıyorum; Çok büyük bir acım var demek yok, aşkım çok büyük benim; Ondan bu kavrulmuşluğum…
E®TUNÇ ÇELİK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder