Artık hissetmiyorum acıyı. Her yanım kan revan içinde,
ama acı yok. Hissizlik tüm bedenimi sarmış. Ayrı ayrı acılarım oldu dönem
dönem. Yıllardır yitirdiklerim, kaybettiklerim ve kurtulduklarım; Ama
şimdi acı yok. Hissiz bir beden içine hapsolmuş bir ruhum artık. Hiç bir yara
acıtmıyor artık canımı. Bu hissizlik ölüm gibi; Tepkisiz, sessiz ve soğuk.
Beklentinin ve umudun olmadığı, kapkaranlık ve sonu olmayan bir boşluk gibi.
Acımıyor artık yaralarım. Her dokunduğun yerinde bedenimin, ayrı ayrı acıları
olurdu ya! Artık yok en ufak bir sızı bile. Ne güzel aslında bu hissizlik bir
bilsen. Kanasan bile acımıyorsun, üzülmüyorsun, tasa etmiyorsun,
umursamıyorsun. Biraz sonrasına ait kuşkun da yok, korkunda. Ne tarafa daha
yakınım bilmiyorum! Durduğum yer hayatın ne tarafında? Tam ortasında bir
yerlerdemiyim; Yoksa tutunamayacak kadar ucundamıyım? Her şey önemini
yitirdikten sonra daha iyi anlıyor insan. Aslında her şey ne kadar boş ve
anlamsız. Korkular, mutsuzluklar, huzursuz bekleyişler, sorular, sorunlar,
acabalar, ihtimaller, olumsuzlukar. Artık acıtmıyor, ve korkutmuyor hiç bir
şey.
Ölüm gibi dedim ya! Aslında öyle güzel bir his ki. Anlatmaya kalksam anlatamam
verdiği huzuru. Ölümün soğuk olduğunu biliriz hep, o zaman bu huzur neden?
Yoksa ölümü soğuklaştıran şey kendi günahlarımız mı? Günahların gölgesinde
yaşamlarımız, ölümün huzurundanda mı uzaklaştırıyor yoksa bizleri? Bende bu
kadar çok günahla Allahın karşısına nasıl çıkacağımı düşünüyorum.
"Allahım; gazabına olan korkum, ölümün huzurunu tatmama engel oluyor. Beni
bana bırakma ne olur! Yalvarıyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder